Yeni Videolar

 1998 yılında başladım snowboard a , şanslıyım çünkü Bursa’da yaşıyorum ve Uludağ bize sadece 45 dk uzaklıkta, bu spor bana karların üzerindeki muhteşem mutluluğu ve özgürlüğü yaşattı, board sporlarının diğer versiyonlarını sevmemi ilk bana snowboard öğretti. Yaklaşık dört yıldır snowkite’ı da yapmaya başladım.. 

 2008 yılında Bursa’da açılan Sukaypark ile tanıştığımda çok heyecanlıydım, daha inşaat halinde bile gidip ne zaman açılacağını sorguluyordum. Burası, çok güzel insanlarla tanışmamı sağladı, şimdiki arkadaşlarımın yarısını burada tanıdım diyebilirim. Sadece yeni arkadaşlar edinmemle kalmadı, çok sevdiğim işimi bulmamı ve hayatımı güzel anlamda değiştirmemi de sağladı, şimdiki patronumla orada tanıştım, tam 11 yıl önce orada tanıştığım arkadaşım şimdi benim patronum, iyiki tanıştım dediğim yegane insandır, birlikte halen, board sporları yapmaya devam ediyoruz :) 

 2011 yılında tanıştım bu sporla, tüm board sporlarının en fazla keyif vereni oldu benim için, işte gerçek özgürlük dedim, Snowboard gibi sadece aşağıya kaymak zorunda değilsin veya Wakeboard gibi bir ipin seni çektiği yere gitmek zorunda da değilsin, denizin üzerinde rüzgarın gücü ile özgürce istediğin yere gidebilme özgürlüğü muhteşem bir duygu, hele bir de işi ilerlettikçe yükseklere zıplamaya başladığında başka duygular içine giriyorsun, yazarak bu kadar anlatabiliyorum, fakat bu tarz sporlara ilgisi olan herkesin Kitesurf’u denemesini isterim, evet başı biraz zor ama, ülkemizde birçok kitesurf okulu var ve harika eğitmenleri ile ders vermektedirler. Yaptığım her tür spor için sormak istediğiniz her konuda bana yazabilirsiniz, keyifle cevap veririm. 

 Aslında bisiklet benim eskiden beri yapmak istediğim ama diğer yaptığım sporlar yüzünden bir türlü başlayamadığım bir spordu, çok uzun yıllardır zaten spor salonlarında Spinning derslerine katılıp, çok keyif alıyordum. Bisiklet serüvenim, üç yıl önce Australia’da yaşayan ablamı ziyaret ettiğimde, eniştemin kullanırım diye alıp garajına koyduğu, full karbon yol bisikletini bana hediye etmesi ile başladı. Bende bu bisiklet serüvenine girmiş oldum ve ilk yılın sonunda bir günde 120 km yol yaptığım günler oldu. Bisikletten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim. Motosiklet kullanırken, doğanın içinde temiz havayı içine çekip, çok güzel manzaralar görüyorsun, ama bisiklette aynı şeylerin dışında, daha yavaş doğanın güzelliklerini görüp, yine doğanın seslerini de dinleme şansınız oluyor. Bu spor da bana diğer sporlarda olduğu gibi muhteşem insanlarla tanışmamı sağladı. Ben yaptığım sporlara çok bağlanarak, hakkını vererek yapmayı seviyorum, fakat beni esir almasına ve diğer yaşamımı etkilemesine izin vermiyorum, eğer bu şekilde yaparsanız, hepsinden ayrı keyif alıp hiçbirine bağlanıp hayatınızı onun üzerine kurmamış olursunuz. Hayat, tek bir spora veya hobiye bağlanacak kadar uzun değil, keyfini çıkartın o yüzden..

Dört tekerlek bedenimizi taşır, iki tekerlek ruhumuzu.. Evet gerçekten bunu yaşatan bir taşıttır motosiklet, İtalya turumda toplamda 4000 km yol yaptım, gördüğüm manzaraları Youtube  videolarımda tarif etmeye çalışacağım. Fakat maalesef Türkiye'de halen çok dikkatsiz şöförler var, bu yüzden çok dikkatli olmamız gerekmektedir.  Yine de sanırım motosiklet kullanmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim.

 İşte en uzun yazılar yazılacak ve anlatılacak konu bu aslında. Yoga ile 3 yıl önce tanıştım, ilk bakışta ben de herkes gibi bağdaş kurup ellerini dizlerinin üzerine koyduğumuz bir meditasyon şekli olduğuna inanlardandım, içine girip yaşayana kadar. Yoga bana gerçek anlamda dengeyi, fiziken daha güçlü olmayı, zihnimi ve kendimi dinlemeyi, ruhum ile başbaşa kalmayı, esnekliğin bedenime ve yaptığım sporlara ne kadar faydalı olduğunu öğreten bir yaşam biçimi oldu. Yine yoga sayesinde güzel insanlarla tanıştım, hatta yurtdışına gittiğim kamp alanlarında sabah yoga derslerine katıldım, bu bana huzur ve mutluluk verdi, doğa ile içiçe yapılan yoga daha da iyi geliyor insana, yoga felsefesine inmeyeceğim, ama herkes bir gün yoganın ne kadar anlamlı olduğunu anlayacağına inanıyorum..